"CAMİİ"
28 Kasım 2010 Pazar
21 Kasım 2010 Pazar
*******
Keşan Kurtuluş Bayramı 19 Kasım 2010
Selamlar,
Her yıl 19 Kasım 2010 tarihinde Keşan'ın Kurtuluş Bayramı törenlerle kutlanır. Bu törenler sırasında artık klasikleşmiş öğrenci ve asker geçişleri dışında yörede bulunan Belediye, Esnaf Odaları ve Avcılar Derneği de resmi geçide katılırlar.
Esnaf Odaları meslekleri simgeleyen araçlarla tören alanından geçerek halka kendi ürünlerinden hediyelikler atarlar. (Örneğin Sebze ve Bakkallar Odası küçük paketler halinde meyve sebze atarlar.) Ayrıca Odalar meslekleri tanıtan küçük kareografiler hazırlarlar. (Örneğin Berberler Odası araçların üzerinde bir berber salonunu canlandırırlar.)
Bayramlar arasında en renkli ve halkın katılımına en açık olan bayramlardan biridir Kurtuluş Bayramı.
Biz de bu yıl, bisiklet grubumuzu tanıtmak ve insanları kasklı formalı bisiklet sürücülerine alıştırmak hem de katılmak isteyenlere bir hedef göstermek için Keşan Doğa Çevre ve Kültür Derneği -DOÇEK- Keşan Bisiklet Grubu olarak resmi geçit töreninde yer aldık.
Bu açıklamalardan sonra öykümüzün gelişmesi aşağıdaki şekilde oldu:
Sabah erken saatte Haluk'un işyerinde buluşuyor ve son kontrolleri yapıyoruz.
Hazır olan kapıdan dışarı çıkıyor.
Doğru tören alanına.
Ekibin önünde geçecek olan genç bisikletçimiz Faruk Eker arkadaşımızın oğlu İlkutay Eker'in son kontrolleri ailesi tarafından yapılıyor.
İlkutay tam teçhizat hazırlanmış durumda.
Ekip yavaş yavaş toplanıyor.
Eylem ve Simay
Heyecanla geçiş zamanını bekliyoruz.
Her yaştan katılımcı mevcut. Kızım Simay da heyecanla geçiş anını bekliyor.
Harun kamera çekiminde.
İlkutay'la sarılıyoruz. Bayram boyunca en büyük ilgiyi tüm sevimliliği ile küçük kardeşimiz İlkutay topluyor.
Askerler tören geçişi için yerlerini alıyorlar.
Keyfimiz yerinde...
Faruk flamamızı hazırlıyor.
Geri sayım başlıyor yavaş yavaş. Akalın Brothers'lar da tam kadro törendeler.
Genç bisikletçilerimiz: Haluk Akalın'ın kızı Burçin ve Simay...
Keyifler yerinde...
Garnizon Komutanı, Kaymakam ve Belediye Başkanı halkın bayramını kutluyor.
Bayram hatırası yapıyoruz baba-kız.
Herkes de bir heyecan. Harun da ailesiyle orada.
Son düzenlemeler yapılıyor.
Tören geçişine hazırız.
Bisiklet başına
Kısa bir bekleyiş anında geriye dönüp bu kareyi alıyorum. Ana yoldan tören alanına doğru giriyoruz, yol boyundaki herkesin alkışlar, tebrik ve teşvik edici sözleriyle birlikte...
Tören bandosunun ardından ilk geçen ekip biz oluyoruz.
Protokol önünden geçtikten sonra arka yoldan dönüyoruz.
Halka bisikleti tanıtmak, kask ve formanın turist anlamına gelmediğini ve bu sporun her yaştan insan tarafından yapılabileceğini göstermek için gerçekleştirdiğimiz bu tören geçişi keyifle ve neşe içinde bitiyor.
Sonradan kulağımıza gelenler ise hep övgü dolu sözler oluyor. Bayramda en çok bizim ekibin beğenildiği, çok farklı ve etkileyici bir geçiş yaptığımız, grup disiplini ve birlikte hareket etmemizin törene katılanlar tarafından ilgiyle izlendiği konuşulmuş.
Ardından hep birlikte sıkı bir orman parkuruna doğru pedal basıyoruz.
Her yıl 19 Kasım 2010 tarihinde Keşan'ın Kurtuluş Bayramı törenlerle kutlanır. Bu törenler sırasında artık klasikleşmiş öğrenci ve asker geçişleri dışında yörede bulunan Belediye, Esnaf Odaları ve Avcılar Derneği de resmi geçide katılırlar.
Esnaf Odaları meslekleri simgeleyen araçlarla tören alanından geçerek halka kendi ürünlerinden hediyelikler atarlar. (Örneğin Sebze ve Bakkallar Odası küçük paketler halinde meyve sebze atarlar.) Ayrıca Odalar meslekleri tanıtan küçük kareografiler hazırlarlar. (Örneğin Berberler Odası araçların üzerinde bir berber salonunu canlandırırlar.)
Bayramlar arasında en renkli ve halkın katılımına en açık olan bayramlardan biridir Kurtuluş Bayramı.
Biz de bu yıl, bisiklet grubumuzu tanıtmak ve insanları kasklı formalı bisiklet sürücülerine alıştırmak hem de katılmak isteyenlere bir hedef göstermek için Keşan Doğa Çevre ve Kültür Derneği -DOÇEK- Keşan Bisiklet Grubu olarak resmi geçit töreninde yer aldık.
Bu açıklamalardan sonra öykümüzün gelişmesi aşağıdaki şekilde oldu:
Sabah erken saatte Haluk'un işyerinde buluşuyor ve son kontrolleri yapıyoruz.
Hazır olan kapıdan dışarı çıkıyor.
Doğru tören alanına.
Ekibin önünde geçecek olan genç bisikletçimiz Faruk Eker arkadaşımızın oğlu İlkutay Eker'in son kontrolleri ailesi tarafından yapılıyor.
İlkutay tam teçhizat hazırlanmış durumda.
Ekip yavaş yavaş toplanıyor.
Eylem ve Simay
Heyecanla geçiş zamanını bekliyoruz.
Her yaştan katılımcı mevcut. Kızım Simay da heyecanla geçiş anını bekliyor.
Harun kamera çekiminde.
İlkutay'la sarılıyoruz. Bayram boyunca en büyük ilgiyi tüm sevimliliği ile küçük kardeşimiz İlkutay topluyor.
Askerler tören geçişi için yerlerini alıyorlar.
Keyfimiz yerinde...
Faruk flamamızı hazırlıyor.
Geri sayım başlıyor yavaş yavaş. Akalın Brothers'lar da tam kadro törendeler.
Genç bisikletçilerimiz: Haluk Akalın'ın kızı Burçin ve Simay...
Keyifler yerinde...
Garnizon Komutanı, Kaymakam ve Belediye Başkanı halkın bayramını kutluyor.
Bayram hatırası yapıyoruz baba-kız.
Herkes de bir heyecan. Harun da ailesiyle orada.
Son düzenlemeler yapılıyor.
Tören geçişine hazırız.
Bisiklet başına
Kısa bir bekleyiş anında geriye dönüp bu kareyi alıyorum. Ana yoldan tören alanına doğru giriyoruz, yol boyundaki herkesin alkışlar, tebrik ve teşvik edici sözleriyle birlikte...
Tören bandosunun ardından ilk geçen ekip biz oluyoruz.
Protokol önünden geçtikten sonra arka yoldan dönüyoruz.
Halka bisikleti tanıtmak, kask ve formanın turist anlamına gelmediğini ve bu sporun her yaştan insan tarafından yapılabileceğini göstermek için gerçekleştirdiğimiz bu tören geçişi keyifle ve neşe içinde bitiyor.
Sonradan kulağımıza gelenler ise hep övgü dolu sözler oluyor. Bayramda en çok bizim ekibin beğenildiği, çok farklı ve etkileyici bir geçiş yaptığımız, grup disiplini ve birlikte hareket etmemizin törene katılanlar tarafından ilgiyle izlendiği konuşulmuş.
Ardından hep birlikte sıkı bir orman parkuruna doğru pedal basıyoruz.
******
http://www.cekarabani.org/
Yayayız. Üç beş kişi değil, milyonlarız. Bizi yok sayanlara, yaya geçidini, kaldırımı işgal edenlere “Çek arabanı!” diyoruz. Fazla söze gerek yok. Sözün zamanı değil. Bir gününüzü düşünün. İşe, eve, okula, çarşıya, metroya gideceksiniz. Yürüyorsunuz. Yürüyecek kaldırım buldunuz. O halde şanslısınız. Bir araba son sürat geçiyor. Yolda birikmiş suyu üzerinize sıçratıyor. Hakkıdır. Vatandaş çöpünü kaldırıma yığmış. Ne yapsın? Hakkı. Esnaf; tabelasını, tezgahını kaldırıma çıkarmış. Hakkı. Belediye; çöp tenekesini, elektrik direğini, reklam panosunu kaldırımın ortasına dikmiş. Size yürüyecek yol kalmamış. Olsun. Arabalar kaldırıma, yaya geçidine park etmiş. Demek yol kenarları yetmemiş. İşiniz ne? Siz yola inin. Kaldırımlar da arabaların hakkı. Bu önemli bir gündür. Umutlu bir başlangıç. Bizler, derdi olanlar, bir araya geldik. Omuz omuza verdik. Kaldırımları, yaya geçitlerini elimizden alanlara, hız yapıp hayatımızı tehlikeye atanlara, bizi yok sayanlara, “Çek arabanı!” diyoruz. Kaldırıma, yaya geçidine, apartman kapısına, okul çıkışına parkeden arabalarla derdi olan herkesi eyleme çağırıyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)